5 Şubat 2012 Pazar

Yok Böyle Futbol

Bu ülkede iş hayatında çok başarılı olabilirsin, iyi bir kariyerin de olabilir, ancak bu futbolda da başarılı olacağın anlamına gelmez.

Bu ülkede milyon dolarları yönettiğin bir işin olabilir, ama bu futbolu da yönetebileceğin anlamına da gelmez.

Hatta bu ülkede bir takımı tutup, o renklere gönüllü hizmet etmek, o takımın yöneticileri, oyuncuları hatta taraftarlarından vefa göreceğin anlamına hiç gelmez.

Bazıları Mehmet Ali Aydınlar’ı geçirdiği federasyon başkanlığı dönemi için “şanssız” bulsa da, ben “başarısız” bulan gruptanım. Herkesin diline pelesenk olan “şike davası ile ilgili hep kararsız kaldı, net olamadı” gibi, bu kısa dönemde alamadığı değil, aldığı kararlar yüzünden benim eleştirim.

Mesela, ceza nedeniyle seyircisiz oynanacak maçlara kadın ve çocuk taraftarların alınması kararı… Kadın ve çocukların “ceza” olarak görüldüğüne kimse takılmadı da, “aman ne hoş uygulama” diye sunuldu bizlere. Daha da ilginci bu maçlardan sonra yapılan röportajlarda oyuncular, yorumcular, yöneticiler “biliyorsunuz cezamız nedeniyle taraftarımız bugün karşılaşmaya gelemedi” dedi. O tribünlerde oturan kadınlar-çocuklar saksı çünkü.

Ya da şu play-off sistemi kararı… Sıkışık maç tablosunda oynamaya çalışan oyuncular, bu sebeple ortaya çıkan sakatlıklar… Şimdi diyeceksiniz ki, Avrupa’da büyük kulüplerin hepsi hafta içi maçları oynuyor. Iyi de bu sistem hazırlık ister, kulüplerin transfer döneminde kadrolarını daha geniş tutabilecekleri çözümler üretmesini gerektirir. Bu sefer dediler ki, “o zaman devre arasında gerekli transferleri yaparsınız”. Eyvallah yapalım da, 2 ay sonra da ligi bitiriyorsunuz, play-off oynanacak diye. Bu yeni gelen adamlar ne zaman takıma adapte olacak, verim sağlayacak. “Yaptınız, oldu” mu yani…

Şampiyonlar Ligi’ne kimin katılacağı yönünde aldığı karar ve sonrasında çıkan “belge saklama” krizi ise, bugüne kadar alınan yanlış kararlarda resmen öldürücü darbe oldu.

Özetle Mehmet Ali Aydınlar’ın istifası iyi olmuştur ama geç olmuştur. Kendisi defalarca “Türk futbolunu bu süreçten en az zararla çıkartacağız” demiş, ancak hep yanlış kararlar yüzünden, Türk futbolu tarihinin en sıkıntılı sezonunu geçirmektedir. Umut vaad eden, yurtdışında oynamak isteyen futbolcular için, en azından bu sene Avrupa kapıları kapanmıştır. Hangi kulüp Türkiye’den oyuncu transfer etmek ister ki şu ortamda. Ya da tam tersi. Taraftarlar arasındaki rekabet bile spordan uzaklaşmış, “şike yaptınız/yapmadınıza” takılıp kalmıştır. Bu mudur “en az zarar”?

Şimdi gözler 27 Şubat’ta yapılacak genel kurul seçimlerinde. Benim yeni federasyon başkanı adayım: Acun. Ne de olsa bu ülkede “Yok Böyle Futbol”…



Bir hatırlatma, bir rica: Ankaragücü Kulübünün bir süredir içinde bulunduğu sıkıntılı durum malum. Futbolu gerçekten seven herkesin elini taşın altına koyma zamanıdır şimdi. www.ankaragucustore.com adresine girdiğinizde kulübün lisanslı ürünlerinden satın alabiliyorsunuz. Bu mücadelede küçük de olsa bir katkı da siz sağlayabilirsiniz.


*Benim aldığım forma da geçen hafta elime ulaştı. Teşekkürler Ankaragücü...


1 yorum:

  1. Ankaragücü'nün küme düşmesine zerre kadar üzülmüyorum. Seneler önce düşmesi gerekirken devlet zoruyla ligde kalmıştı. Nihayet hak ettiğiklerini buluyorlar.

    YanıtlaSil