13 Kasım 2011 Pazar

İyi, kötü, çirkin

Gelmiş geçmiş en iyi western filmlerinden biri sayılan “İyi, Kötü, Çirkin”i (Il buono, il brutto, il cattivo) bilmeyeniniz yoktur. Cuma gecesi Hırvatistan maçı bittiğinde aklıma ilk gelen işte o film oldu. Aynı filmin sonundaki gibi “İyi” oynayan bir Hırvatistan kazandı, “Kötü” bir teknik-taktik anlayışı ile sahaya çıkmış futbolcular ve teknik kadro kaybetti ve “Çirkin” tepkileriyle futbolcular-taraftarlar ise ipi kendi boyunlarına doladılar...

Hırvatistan için söylenecek hiçbir şey yok. İnsan, en azından keşke 3 yıl önce EURO 2008’de, onların bize yenildiği gibi biz de onlara yenilseydik diyor. Keşke sahada o günkü gibi bir mücadele olsaydı da, “şerefli mağlubiyet” alsaydık diye içinden geçiriyor. Elbette, milli takımın “takım” olmayı becerememiş futbolcularına sitemimiz çok büyük. Ancak ondan da öte, milli takımın “milli” sıfatına uygun düşmeyen hareketleri yüzünden daha da büyük sitemim Volkan’a, Emre’ye...

Hiçbir futbol karşılaşmasında yenilginin sorumlusu taraftar değildir. Taraftar stada gelir, bunun için para öder. Karşılığında beklediği; hayranı olduğu futbolcuları yakından görebilmek, iyi bir futbol izlemek ve galip gelip mutlu evine dönmektir. Modern futbol anlayışı bünyesinde, taraftara protesto etme hakkı da tanır. Ancak benim mantığım halen, üzerinde “ay-yıldız” olan bir forma taşırken, kendi hatalarının biletini taraftara kesip, protestolara daha sert karşılık veren anlayışı kavramıyor. Sonrasında bu olayı “ezeli rekabete” indirgeyecek kadar sığ bir yaklaşımı ise hiç kabul edemiyorum. Forma hakkı sadece iyi mücadele ile verilmez, renklere, armaya ve bayrağa da saygıyı gerektirir.

Tüm dünyada heyecanla beklenen 11.11.11 tarihinin bize anısı; kötü futbol, inanmamış futbolcular ve maalesef çirkin görüntüler oldu. Türkiye liglerinde “yıldız” ya da “tek başına takım” dediğimiz oyuncuların, yabancı takımlar karşısında yetersizliğini izledik. Cem Karaca’nın çok sevdiğim bir sözü vardır:

“Süperstar, Megastar, Edirne’den sonra kim star!”



55+1=56

Bizler için Hollanda ve futbol kelimeleri yanyana geldiğinde; akıllara Cruyff, Gullit, Van Basten, Neeskens gelir. Total Futbol ve 1988’de Batı Almanya’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası gelir. Ve bugün artık bizler için Hollanda ve futbol denildiğinde, akıllardan çıkmayacak bir isim daha var ki; Hiddink...

Hiddink geldiği gün TFF “eleştirilemeyecek” bir isim olarak sundu kendisini Türk futboluna. Ancak elemelerdeki ilk maçımız Kazakistan’dan, bugüne kadar her maçta sahaya sürdüğü farklı stoperler, bir türlü karar veremediği santrafor, tek forvet ısrarı, yaptığı kadrolar ile bugün kendisinin “doğaçlama” futbol yaklaşımını eleştiriyoruz. Topa sahip olma oranının rakiplerimize oranla daha iyi olduğunu söylüyor, ancak biz Azerbaycan ve Kazakistan’a bile ancak kontra atakla gol atabiliyoruz. Karşılaştığımız her takım için “güçlü, zor” kelimelerini kullanıyor, ancak başında olduğu takım için söylediği tek bir kelime var: duygusal!

Şimdiye kadar 55 teknik direktör ile çalışmış milli takımıza 56. ismin geleceği de, bu ismin Türk bir teknik direktör olacağı da aşikar. Bugüne kadar farkı yaratan hep içimizdeki isimler oldu. 2002’de Dünya Kupası’nda 3.lüğü getiren Şenol Güneş, EURO 2008’de Avrupa 3.lüğünü getiren Fatih Terim ve U17 ile Dünya 4.lüğünü taşıyan Abdullah Avcı’nın Hiddink’ten farkı ne miydi? Söyleyeyim: “Eleştirilemeyecek” isim olmamaları...
O zaman 56. kez hep birlikte söyleyelim:

“İnanın çocuklar, güzel günler göreceğiz, güneşli günler...”

13.11.2011

1 yorum:

  1. Fatih Terim de aslında 'eleştirilemeyecek' gruplarından;fakat onun lobisi var Şenol Hoca gibi Abdullah Hoca gibi değil.
    Şenol Hoca 2003'te 'karizması yok' diye yollanırken,o oynattığı futbol ve aldığı sonuçlarla 'karizmanın kralını' yapıyordu.
    Yeni teknik direktör arayışı kısmına gelince,ben de yerli teknik direktörden yanayım;fakat Avcı'nın A miilli düzeyde bu yükü kaldıracağını düşünmüyorum.O oynatmama ekolüne sahip bir teknik direktör,oynatma ekolü yok.Hele bir de Oğuz Çetin vak'ası gibi Arif Erdem yanlışı da yapılırsa,yine hüsrandan ötesi olmaz.

    YanıtlaSil