20 Kasım 2011 Pazar

İstenmeyen Adam

“Bu sene şike soruşturmasından doğan olağanüstü durum sebebiyle Kulüpler Birliği Vakfı'nın almış olduğu karara istinaden Türkiye Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklama; Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor kulüplerinin, 2011-2012 sezonunda birbirleriyle yapacakları tüm müsabakalarda, deplasman takım taraftarları alınmayacak şeklindedir.”

Tekrar tekrar okuyorum yukarıdaki cümleleri ancak bir türlü çıkamıyorum içinden. Yapılan bu resmi açıklamaya göre, deplasman yasağının sebebi şike soruşturması. Yani bir grup futbol sevmeyen adam daha fazla para kazanmak için ali cengiz oyunları oynadı. Ve bunun neticesinde futbolu seven adamlara “biz şike yaptık, siz bu yüzden birbirinizi kızdırıp “taşkınlık” yaparsınız, iyisi mi siz maça gelmeyin” dediler. Iyi de şike soruşturması kapsamında Sivasspor, Eskişehirspor, Giresunspor, Rizespor’dan da tutuklanan isimler olmadı mı? Bu kulüplere neden aynı yasak uygulanmıyor? Madem taraftar dediğin “vahşi” bu kadar taşkın, Eskişehir’e neden Trabzonlunun gitmesine müsaade ediyorsun ki? Bu kararı alan zihniyete göre “Geçen sene sizin yüzünüzden şampiyonluğu kaçırdık” diyen bir Trabzonlu, Eskişehir’de terör estirebilir. Onu neden yasaklamıyorsun?

Madem yasaklamaya başladık bir yerden; sadece derbi yasağı ile de kalmayalım. Mesela maçın kaderini değiştirecek hatalar yapan hakemlerin bir daha maça çıkmalarını yasaklayalım. Seyirciye küfür eden futbolcuyu, kasıtlı kart görüp takımını yalnız bırakan futbolcuyu ya da zaman geçirmek için kendini yerden yere atan futbolcuyu da yasaklayalım. Hakem odasına giren veya kulübü borca batıran veya yanlış transferler ile sezonu kapatan yöneticiyi de yasaklayalım. Hazır bu kadar yasak koymuşken, bir de Sabri’nin orta sahada oynamasını yasaklayalım…

Taraftarlık ve tribün kültürü futbolun sadece bir unsuru değil; bu oyunun ta kendisi, odak noktasıdır. Taraftarlık sadece para verip, bilet alıp tribünü doldurmak değildir. İnanmaktır, inandığını desteklemektir. Sosyal bir duyarlılıktır. Ülkede bir afet olduğunda birlik olmak, yardım etmektir. 12. adam boşuna denmemiştir. Kimi zaman pozisyonu görmeyen hakeme, kimi zaman oyuncu değişikliği için teknik direktöre yardımcı olur taraftar. Siyasi mesaj verir taraftar. Yakın zamanda Mısır’da Mübarek rejiminin son bulmasında en önemli rolü ülkenin en büyük iki futbol kulübünün taraftarları oynamıştır. Bugün oynanacak maça gidecek olan Beşiktaşlı bir arkadaşım şöyle dedi:

“Ben Beşiktaş gol atınca deplasman taraftarının yıkılışını izlemeyi seviyorum, Beşiktaş gol yiyince de onların sevincine kızmayı seviyorum.”

Bu cümleler bizim sevdamız olan renkleri yönetenlere ders olsun. Başkanlar, futbolcular, teknik adamlar, hepsi gün gelir gider. Renkler kalır, arma kalır, taraftar kalır. Bugün bizi yasakladınız. O da birşey mi…Burada düşünmek yasak, yazmak yasak, okumak yasak…Sen hala deplasman diyorsun…

Not: Deplasman yasağını protesto etmek için www.deplasmanimadokunma.com diye bir site kuruldu. Adınız ve tuttuğunuz takımı yazarak, yasağı protesto için imza bırakıyorsunuz. Ben bu yazıyı yazdığım sıralarda toplam 17.871 imza olmuştu. Üşenmeyin, bir imza da siz bırakın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder