25 Aralık 2011 Pazar

Mahalle Takımı

Birkaç gün sonra öyle bir yılı geride bırakıyoruz ki; bu ülkede meşin yuvarlak sahaya indiğinden beri böyle bir dönem görülmemiştir. Milli takım fiyaskosu, Hiddink, şike-gözaltılar, seyirci yasakları, kırılan müze kapısı, Galatasaray’ın adeta “28 Şubat”ı andıran ibra hikayesi, Guti ve Beşiktaş’ın borçları, hakemler, Türk Telekom Arena Stadı’nın açılışında yaşananlar... Bu yazdıklarım bir çırpıda aklıma gelenler, kafa kafaya versek bir klasör olay yazarız eminim.

Gelin bırakalım şimdi hepsini bir kenara, sadece futbol konuşalım. 2011-2012 Süper Toto Süper Lig’in ilk yarısının Oscar’larını alacak 11 adam kim olurdu bir bakalım:

1.Muslera:
Ligin ilk birkaç haftası herkesin aklında acaba hayalkırıklığı mı olacak sorusunu uyandırmıştı. Özellikle Karabük maçında gördüğü kırmızı karttan sonra Galatasaray taraftarı tam “bu da iyi çıkmadı” diyordu ki; sanki sihirli bir değnek dokundu. Son 14 hafta hep yükselen bir performans ile oynayan Muslera “bırakın bu elleri küçük benzetmelerini" dercesine takımının başarısında büyük rol oynadı.

2.Egemen Korkmaz:
Bursaspor’dan beri hep üstüne koyarak devam eden performansıyla adeta istikrarın adı. Hırslı, dayanıklı ve mücadeleci özelliği ile ligin en iyi stoperi.

3. Ujfalusi:
Tecrübe ve futbol aklı birleşince işte kaptanlık bandını hakeden böyle bir adam çıkıyor ortaya. Yüksek pozisyon sezgisi ve mücadeleci oyunu ile hiçbir topu geçirmiyor. İzlettiği güzel futbolun yanısıra Semih Kaya gibi bir gencin yetişmesine sağladığı katkı ile de kaptanlık bandını en çok hakeden oyuncu.

4. Dede:
Sahanın sol kenarını adeta otoyol gibi kullanan adam. Profesyonelliği, oyun zekası, taraftarla bütünleşmesi, 33 yaşına rağmen gösterdiği 90 dk'lık formu, her hücuma çıktığında tehlike yaratması ve asistleri ile komple futbolcu.

5. Hilbert: Hem defansif, hem ofansif sağ kanat oyuncusu. Fizik kalitesi, takım ruhu, sağ kanattan yaptığı etkili bindirmeler ve isabetli ortalar ile takımın gizli kahramanı.

6. Baroni: Gerideki kesici olmayıp, oyuna katıldığında takıma katkısı tartışılmaz. Beşiktaş maçında attığı gol ile gerçek performansını da ortaya koyan Baroni’nin iyi oynaması için tek şart, onu iyi oynatabilecek bir teknik direktör.

7. Melo: Hırsı, mücadeleci ruhu, gerektiğinde rakibi yıldırmak için kullandığı güçlü fiziği ve tribünleri ateşlemesiyle her takımın ihtiyacı olan ön libero.

8. Mustafa Pektemek:
Süratli, top indirebilen, bileklerine hakim, son vuruşları iyi ve bu vuruşları gole çevirebilen, hepsinden önemlisi adam gibi adam.

9. Amrabat:
Çalım atarken ki dönüşleri çok iyi ve hızlı olan, sert şut atabilen, top saklama kabiliyeti başarılı ve çok iyi alan boşaltıp, ters kanatlara tehlikeli paslar yapan top cambazı. Tek kusuru bazen bireysel oynuyor olması. O da aynı Baroni gibi iyi bir teknik direktörün elinde üstüne koyarak oynayacaktır.

10. Quaresma:
Yeteneğini, profesyonelliğini, futbol aklını falan bir kenara bırakın. En kötü performansıyla bile sahada olsa sırf o trivelalarını izlemek için ilk 11’e alırdım.

11. Webo:
İyi top saklıyor, pas dağıtıyor, pozisyon alıyor. Hepsinden önemlisi oyundan kopmayıp son dakikalarda attığı goller ile adeta takımın umudu.

İşte bizim mahallenin rüya takımı bu. Devre arasında biz de yeni transferler yapıp, bu kadroyu genişletmeyi düşünüyoruz. Eğer etrafınızda “hala” futbolu seven birileri kaldıysa, bir zahmet haber verin de, onları bizim mahalleye bekliyoruz...

1 yorum: