9 Aralık 2013 Pazartesi

O artık "Sergen Hoca"

Trabzonspor taraftarını dertlendirmeye bu hafta da devam etti. Deplasman maçlarında zaten istenilen sonucu veremeyen bordo mavili ekipte, aslında kendi sahasında da bu sezon işler kör topal gidiyor.

Mustafa Hoca hafta içi, eleştiriler karşısında takımını Yunanistan Milli Takımı’na benzetmiş, tıpkı onlar gibi güçlü savunma yapmaktan bahsetmişti. Ancak dün bir kez daha gördük ki, Trabzonspor’un savunma hattı aslında tek başına Onur’dan oluşuyor. O da tabii eğer günündeyse. Kaptanın performansının düştüğü günde ise mağlubiyet kaçınılmaz oluyor. Rakip oyuncular ceza sahası içinde topa rahatça kafa vuruyor, Trabzonsporlu futbolcular ise izlemekle yetiniyor. Sonuç, Mustafa Hoca’nın Yunanistan tezi de çürüyor.

Her ne kadar Malouda gibi bazı futbolcular bireysel anlamda iyi performans sergiliyor da olsa, Karadeniz ekibi bıkkın, mücadele etmeyen bir tablo çiziyor.  Ligin neredeyse yarısına geliyoruz ve Mustafa Hoca sezon başından beri takımın başında. Ancak takımı bir türlü büyük takım gibi oynatamıyor. Takım bütünlüğü kurmak, oyunu rakip sahaya yıkmak, pozitif futbol oynatmak; bunların hepsi bu sezon Trabzonspor’da sadece hayal. Kazandığı maçlarda dahi kötü futbol oynuyor. Eleştiri ligdeki puan durumuna değil, oynadığı futbola. Evinde oynayıp, kazanırken bile Trabzonspor’u izlemek eziyet.

Ligin liderlik sıralamasındaki takımları ile arasında kadro kalitesi anlamında ciddi bir fark olabilir. Futbolcuların tecrübesi daha alt düzey olabilir. Ancak takımı mücadele eden, iyi futbol ortaya koyan bir bütünlüğe taşırsın. Olmadı taraftarı heyecanlandıracak 2-3 tane genci takıma kazandırırsın. Yine aynı puanda, ligde aynı sırada olursun. Ama taraftar bilir ki, bu takım oynuyor, istiyor, bu sene değil belki ama seneye şampiyonluğa aday olur. O zaman tribün de dolar, eleştiriler de bu düzeyde olmaz. Anlayacağınız Trabzon’da bekleneni veremeyen sadece futbolcular değil, aynı zamanda teknik ekip de...

Diğer yanda ise, beklenenin üzerinde bir performans sergileyen bir teknik direktör, Sergen Yalçın. Düşme riski taşıyan, futbolcuların motivasyonunu kaybettiği Gaziantepspor ile Hoca olarak anlaştığında, herkes “yapamaz, bir kaç haftaya yorumculuk koltuğuna geri döner,” derken, takım üzerinde psikolojik bir doping etkisi yaratmış Sergen Hoca.

Taktik formasyonu oturmuş, özgüveni artmış, derli toplu bir takım görüntüsünde Antep ekibi. Daha da önemlisi hücuma eskisine göre daha çabuk çıkıyor ve kazanmak istiyor. Teknik adam olarak belli ki soyunma odasını doldurmuş Sergen Yalçın, futbolcularla arası iyi. Herkes Hoca’sının kendisine verdiği görevi yerine getirmeye çalışıyor, saygı duyuyor. Hem de Hoca’ları ile aralarında az bir yaş farkı olmasına rağmen. Bir dönem milli takım ve Türk futbolu için ümit vaad ediyor denen ancak bir türlü istenilen çıtaya ulaşamayan Cenk Tosun’u hayata döndürmüş. Sergen Hoca şimdilik ileride iyi bir teknik direktör olacağının sinyallerini veriyor.


Bu noktadan sonra sıra taraftar ve futbol yorumcularında. Taraftar tribünü doldurup genç direktörlerine ve hevesli futbolcularına destek olmalı, futbol konuşanlar ise şunu kabul etmeli, yeşil sahalarda görmeyi özlediğimiz Sergen artık sadece Sergen değil, bundan sonra Sergen Hoca’dır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder