Futbol konuşalım diye ısrarla altına
çizdikçe gün geçmiyor ki ülkede yeni bir olay yaşanmasın. Ve yine gün geçmiyor
ki, içinden Beşiktaş geçen bir maçta tartışmalara yol açacak bir olay
yaşanmasın. Özellikle bu sezon
Beşiktaş’ın başına gelenler pişmiş tavuk hesabı, kimsenin başına kolay kolay
gelmez.
Erken bulduğu gol ve en azından ilk yarım
saat etkili futbolu ile Beşiktaş 3 puana göz kırparak maça başladı. Ancak özellikle son 4 hafta iyice
belirginleşen ikinci yarı düşüşü dün yine Beşiktaş’ta kendini gösterdi. Beşiktaş’ta
kademeler arasında büyük bir kopukluk var. İlk yarım saatten sonra orta
sahadaki düşüş, Fernandes’in “yapmadığı” bindirmeler, Necip’in
fazla defansa yakın oynaması, sağ kanatta zorlama oynatılan Oğuzhan, bunlar hep
Beşiktaş’ın oyununu ve isabetli paslarını düşürüyor. Beşiktaş zaten kanatları etkin kullanamıyorken, bir de orta saha da
kuru bir kalabalık yaratıp, bal yapamamaya devam ediyor.
Bu ikinci yarı sendromlarında Biliç’in en
büyük hatası ise geç gelen müdahaleler. Veli’yi niye oyuna sokmadı, Holosko
niye geç girdi gibi eleştirileri maçı izleyen herkes yapmıştır. Beşiktaş’ta haftalardır 90 dakika maçı
çıkartan tek oyuncu müthiş refleksleri ile Tolga. Almeida’nın golünden sonra
tüm takımın Tolga’ya koşup bir nevi acısını paylaşmaları ise maçın en
duygulandıran karesiydi.
Şimdi buraya kadar konuştuklarımızın hepsi
inadına, her şeye rağmen futbol. Ancak iki olay ve bir hakem var ki, insanı
yeşil sahalardan soğutur. Sahaya giren taraftar üzerine eminim günlerce herkes
konuşacak ve yine hiç bir sonuç çıkmayacak. Konu taraftarın hangi takımı tuttuğu ne amaçla sahaya girdiği değil,
konu taraftar kisvesi altında bir kişinin saha içine girebiliyor olması. Bu
konuda Kasımpaşa kulübüne güvenlik zafiyeti sebebi ile ilgili uyarı ve cezalar mutlaka
verilmeli. O holigana ise emsal teşkil edecek bir ceza verilmeli. Verilmeli ki,
artık yetsin, artık bitsin.
Bu olay sonucunda “Benim için
Beşiktaş bitmiştir, Elazığ maçına çıkmam” diyen Fernandes’e ise tek bir şey
söylemek lazım: “İnşallah.” Fernandes yüzünden takım haftalardır zaten 10 kişi oynuyor. Bu olay
yaradıysa tek bir kişiye yaradı o da kendisi. En azından artık “oynamam” demek için bir sebebi var. Geldiği
günden beri karıştığı olaylar, gece hayatı, Beşiktaşlılığı hiçe sayan duruşu,
ekstra paralar isteyen şımarıklığı ve kaprisi ve tüm bunları saha içi
performansına yansıtan bu futbolcudan kurtulsun artık Beşiktaş.
Dağınık bir görüntü çizen, güven vermeyen
ve sonuçta bir kural hatasına imza atan hakem Barış Şimşek için ise dilerim
yetkili organlar adil bir değerlendirme yapar. Kırmızı kart ile haklı olarak
oyun dışı bıraktığı Almeida ve Motta’nın yerdeki taraftara tekme atması ne
kadar sporcu ahlakına aykırı bir hareketse, Donk’un fazladan topu elinde tutup, oyundaki topa çarptırması da en az
o kadar sporcu ahlakından uzaktır. En az o kadar kırmızı kart gerektirir.
Yine de Beşiktaşlıların her zaman dediği gibi, bazen “inadına” demek gerekir. İnadına temiz futbol.
Yine de Beşiktaşlıların her zaman dediği gibi, bazen “inadına” demek gerekir. İnadına temiz futbol.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder