16 Aralık 2013 Pazartesi

Beşiktaş'ın bitmeyen çilesi

Futbol konuşalım diye ısrarla altına çizdikçe gün geçmiyor ki ülkede yeni bir olay yaşanmasın. Ve yine gün geçmiyor ki, içinden Beşiktaş geçen bir maçta tartışmalara yol açacak bir olay yaşanmasın. Özellikle bu sezon Beşiktaş’ın başına gelenler pişmiş tavuk hesabı, kimsenin başına kolay kolay gelmez.

Erken bulduğu gol ve en azından ilk yarım saat etkili futbolu ile Beşiktaş 3 puana göz kırparak maça başladı. Ancak özellikle son 4 hafta iyice belirginleşen ikinci yarı düşüşü dün yine Beşiktaş’ta kendini gösterdi. Beşiktaş’ta kademeler arasında büyük bir kopukluk var. İlk yarım saatten sonra orta sahadaki düşüş, Fernandes’in “yapmadığı” bindirmeler, Necip’in fazla defansa yakın oynaması, sağ kanatta zorlama oynatılan Oğuzhan, bunlar hep Beşiktaş’ın oyununu ve isabetli paslarını düşürüyor. Beşiktaş zaten kanatları etkin kullanamıyorken, bir de orta saha da kuru bir kalabalık yaratıp, bal yapamamaya devam ediyor.

Bu ikinci yarı sendromlarında Biliç’in en büyük hatası ise geç gelen müdahaleler. Veli’yi niye oyuna sokmadı, Holosko niye geç girdi gibi eleştirileri maçı izleyen herkes yapmıştır. Beşiktaş’ta haftalardır 90 dakika maçı çıkartan tek oyuncu müthiş refleksleri ile Tolga. Almeida’nın golünden sonra tüm takımın Tolga’ya koşup bir nevi acısını paylaşmaları ise maçın en duygulandıran karesiydi.

Şimdi buraya kadar konuştuklarımızın hepsi inadına, her şeye rağmen futbol. Ancak iki olay ve bir hakem var ki, insanı yeşil sahalardan soğutur. Sahaya giren taraftar üzerine eminim günlerce herkes konuşacak ve yine hiç bir sonuç çıkmayacak. Konu taraftarın hangi takımı tuttuğu ne amaçla sahaya girdiği değil, konu taraftar kisvesi altında bir kişinin saha içine girebiliyor olması. Bu konuda Kasımpaşa kulübüne güvenlik zafiyeti sebebi ile ilgili uyarı ve cezalar mutlaka verilmeli. O holigana ise emsal teşkil edecek bir ceza verilmeli. Verilmeli ki, artık yetsin, artık bitsin.

Bu olay sonucunda “Benim için Beşiktaş bitmiştir, Elazığ maçına çıkmam” diyen Fernandes’e ise tek bir şey söylemek lazım: “İnşallah.” Fernandes yüzünden takım haftalardır zaten 10 kişi oynuyor. Bu olay yaradıysa tek bir kişiye yaradı o da kendisi. En azından artık “oynamam” demek için bir sebebi var. Geldiği günden beri karıştığı olaylar, gece hayatı, Beşiktaşlılığı hiçe sayan duruşu, ekstra paralar isteyen şımarıklığı ve kaprisi ve tüm bunları saha içi performansına yansıtan bu futbolcudan kurtulsun artık Beşiktaş.

Dağınık bir görüntü çizen, güven vermeyen ve sonuçta bir kural hatasına imza atan hakem Barış Şimşek için ise dilerim yetkili organlar adil bir değerlendirme yapar. Kırmızı kart ile haklı olarak oyun dışı bıraktığı Almeida ve Motta’nın yerdeki taraftara tekme atması ne kadar sporcu ahlakına aykırı bir hareketse, Donk’un fazladan topu elinde tutup, oyundaki topa çarptırması da en az o kadar sporcu ahlakından uzaktır. En az o kadar kırmızı kart gerektirir.
Yine de Beşiktaşlıların her zaman dediği gibi, bazen “inadına” demek gerekir. İnadına temiz futbol.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder