Ligin bariz puan farkı üstünlüğü ile
lideri, ligin zorluk düzeyi en yüksek deplasmanlarından birine gitmiş.
Futbolseverler kesin çok keyifli bir maç olur düşüncesiyle ekran karşısına
geçmiş ya da tribünü doldurmuş. Lakin bir hakem çıkmış ve hatalı kararları ile
maçın temposuna da, gidişatına da, sonucuna da tesir etmiş.
Gönül ister ki, maçı ve futbolcuların
performansını konuşalım. Mesela Meireles ve Emre’nin düşük performansları, bunun
sonucu olarak Mehmet Topal’ın üzerindeki fazla yük ve isabetsiz paslar dan bahsedelim. Özellikle Topal ve Meireles
merkezden iyi servis yapıp forveti besleyecek paslar atamıyorlar. Böyle olunca
da mecburen tek forvet oynamak zorunda kalan Sow ve ona destek olmaya çalışan
maçın en çalışkan ismi Kuyt da bir şey yapamıyor. Buna rağmen ilk 15 dakikada
oyunu rakip sahaya yıkan ve 3 net gol pozisyonu bulan bir takım görüntüsü çizdi
Fenerbahçe. Muhtemelen bu psikoloji ile maça devam etselerdi, golle de
buluşabilecekti sarı lacivertli takım.
Ancak sonra
harika bir film tadında geçebilecek bu zorlu karşılaşmada sahneye asıl başrol
oyuncusu çıktı. Uzanan kolu anlaşılmaz (!) bir şekilde görmemesi, faul olup
olmadığı tartışılır bir pozisyona koşarak kartlı müdahalesi, maçın belki de tek
haklı kararı olan kırmızı kart, maçın en az penaltıyı atlamak kadar haksız
diğer kararı Meireles’e gösterilmeyen kırmızı kart... Yunus Yıldırım zoru
başardı ligdeki puan durumuna heyecan getirdi.
Nasıl ki Cüneyt Çakır gibi Türk futbolunu
yukarı taşıyan hakemler var ise, ne yazık ki aşağıya çeken hakemler de var.
Hakemleri eleştirmeyelim fikrine ise çok karşıyım. Sahada mücadele eden
futbolcuyu eleştireceksin, teknik direktörü en acımasız şekilde eleştireceksin
hatta istifaya çağıracaksın, kulüp başkanını eleştireceksin, hatta daha da
olmadı stad zeminini, masörü, sağlık ekibini eleştireceksin ama hakemi
eleştirmeyeceksin. İyi de neden? Futbolda tabii ki her zaman hata var. Ve
bu hataları kasıtlı yapılan bir operasyona bağlama fikrine tabii ki itibar
etmiyoruz. Ancak hatayı ve yapanı da eleştirmek lazım ki, tekrar etmesin. Çünkü
ikaz edilmeyen bir Yunus Yıldırım hem Türk futboluna, hem de kendine zarar
veriyor.
Bir eleştiri de Fenerbahçeli futbolculara.
Yanlış hakem kararları hep olacaktır. Ama futbolcu soğukkanlılığını korumak
zorunda. Maç içinde adrenalini de, asabiyetini de yönetmek zorunda. O yüzden
zaten büyük takımda oynuyorsun. Maçın tansiyonu yükselebilir ama sen
tansiyonunu koruyacaksın. Hele ki böyle iştahlı ve iyi başladığın bir
karşılaşmada.
Sivasspor’a da hakkını vermek lazım. Ligin
bekler üzerinden kanat oyununu en iyi oynayan takımlarından birisi. Savunma
güvenliğini ön plana alıp, kontrataklarla bitiriciliğini ortaya koydu.
Özellikle Sow ve Emre’nin sakatlanıp çıkmasından sonra orta alandaki baskı
azalınca, ev sahibi takım fizik olarak daha rahat ayakta kaldı.
Üst üste 3. deplasman mağlubiyeti alan
Fenerbahçe’de ipler iyice gerildi. Ancak Sivas karşısında oynadığı iyi futbol
ve karşılaştığı haksızlık, sarı lacivertli takım için ekstra bir motivasyon
olacaktır. Şampiyonluk yarışı dün yeni bir evreye girdi. Yine de şunu
unutmamalı, puan farkları bir anda kapandığı gibi açılır, açıldığı gibi
kapanır. Yeter ki adil futbola bir şey olmasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder