1 Eylül 2014 Pazartesi

Yedek kaleci sendromu

2014-2015 Süleyman Seba sezonu başladı. Türk futboluna bir ömür adamış bu son beyefendinin anısına TFF’nin böyle bir vefa göstermiş olması sizi bilmem ama beni çok mutlu etti. Sezonun bu yeni ismine uygun bir şekilde Fenerbahçe yönetiminin, yollarını ayırdığı Baroni ve Yobo’yu Karabükspor maçı öncesinde, alkışlatıp plaket verip vedalaşması ise yeşil sahalarda görmeye alışık olmadığımız bir vefa gösterisiydi.

Karabükspor geçen sezon kolay lokma olmadığını zaten tüm rakiplerine göstermişti. 120 dakikalık Saint Etienne maçından gelmiş olmalarına rağmen yorgun gözükmediler. Sahaya çok iyi yayıldılar ve dengeli bir pas trafiği kurdular. Erken bir gol yemelerine rağmen teslim olmayıp soğukkanlı oyunlarını korudular. Organize ataklarla da beraberlik golünü buldular.

Fenerbahçe’nin ilk golünde, golden çok asisti yapan Kuyt’u alkışlamak lazım. Kuyt sezonun ilk maçında yine gösterdi ki, bu sezon da takımın çalışkan arısı o olacak. Takımı çok fazla bozmayan ve yeni transferi Diego Ribas’ı da hala tam anlamıyla takıma monte edemeyen Fenerbahçe’de bazı şeyler geçen sezon ile aynı. İyi olan kısım, Caner ve Gökhan’ın etkili kanat bindirmeleri ve pasları, Kuyt’un çalışkanlığı, Emre’nin her topu yerine dağıtması ve Topal’ın sürpriz ileri çıkışları...

Kötü olan kısım ise, Fenerbahçe hala ilk golü bulduktan sonra geriye yaslanıp top çeviriyor. Haliyle beraberlik golünü de çok kolay kalesinde görüyor. Fenerbahçe defansı Egemen ve Alves olmadan büyük sıkıntı yaşayacağının sinyalini Kumbela’nın beraberliği getiren golünde gösterdi. Kumbela’nın defansı allak bullak eden oyununa, bir de “yüzünü kendi kalesine dönen” Kadlec’in bireysel hatası eklenince, sarı lacivertli oyuncular maçta ikinci kere beraberliğe teslim oldular.

İşte maçın kırılma anı da o dakikalardan sonra kaleci Waterman’in sakatlığı ile oldu. Yedek kaleci Aykut’un ürkek bir şekilde kaleye geçişi aslında tüm yedek kalecilerin ortak problemini ortaya koyuyordu. Bazen haftalarca forma giymeden kenarda oturuyorsun ve sonra oyuna girmek zorunda kaldığında kendinde o özgüveni bulamıyorsun. Aynı sorunu Fenerbahçe ikinci kalecisi Mert’te de gördük. Oynamadığı dönemde performansı çok gerilemiş. Savurganca hataları yüzünden ceza alma potansiyeli yüksek Volkan’ı düşünce, sarı lacivertli takımın kaleci antrenörlerinin Mert’e daha çok mesai harcaması lazım. İkinci haftada Trabzonspor gibi önemli bir rakiple karşılaşacakları maçta da takımını yalnız bırakacak olan Volkan’a ise, Süleyman Seba’nın veda konuşmasında söylediği bir sözü hatırlatmak istiyorum: “Usül her zaman esastan önce gelir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder