30 Temmuz 2012 Pazartesi

TFF'nin havuzu, Aziz Başkan'ın muslukları


Her Türk çocuğu gibi ilkokulda en büyük kabusum havuz problemleriydi. Yol-hız, yaş problemleri tamam ama o, biri doldurup, üçü boşaltan muslukların hayatta bir gün ne işime yarayacağını bir türlü anlayamazdım. Cem Yılmaz’ın dediği gibi:
"neticede bir insanın havuzla ne problemi olur..?
havuzun ya içine girersin ya uzaktan işersin.."

Ancak Fenerbahçe Divan Kurulu sonrasında anladık ki; bu “havuz” mevzusu aslında daha derin olabiliyormuş. Sayın Aziz Yıldırım, şike sürecinde yaşananları referans alarak, Fenerbahçe’nin yayın havuzundan çıkabileceğini dile getirdi. Futbola ilgi duymayanlar “eee ne olacak çıksın” diyebilir, ama konu o kadar basit değil. Havuzdan yani yayın gelirlerinden elde edilen para kulüplerin en büyük gelir kaynağı. Hem de sadece Anadolu kulüplerinden bahsetmiyorum. Bir zamanların UEFA şampiyonu Galatasaray’ın bile, yeni stad ve sponsorlukları gerçekleşmeden once tüm gelirlerin neredeyse %70’i yayın haklarından elde ediliyordu. Ünal Aysal başkanlığı sonrası, bu oranı daha aşağı çekmek için bir çok adım atıldı, ve hedef önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde %25-30 bandına indirmek. Beşiktaş’ın ise içinde bulunduğu malum borç krizini göz önünde bulundurduğunuzda, kasaya girecek her bir kuruşun anlamını konuşmaya bile gerek olmaz. Türkiye futbolunun 3 büyüklerinden Galatasaray ve Beşiktaş için hal böyleyken, varın Anadolu kulüplerinin bu paraya ihtiyacını siz düşünün.

Pencerenin bir de diğer yüzü var, yani yayın haklarını elinde bulunduran LigTv. Sen ihaleye gir; asla “marka değeri” o kadar etmeyecek bir lige açık artırma krizi ile 400 milyon dolar vermek zorunda kal, sonra yok şike süreci, yok küme düşme, havuzdan çekilme derken bin türlü sorun kapıda dursun. Maalesef ülkede ortamı germeyen tek bir yönetici bile olmadığı için, taraftar da onların etkisiyle galeyana gelsin, hepsinin üstüne bir de verdiğin bu para karşılığında günah keçisi ol. Ne güzel değil mi!

Sayın Aziz Yıldırım’ın “havuzdan çekilme” konusunda yaptığı açıklamalar; başta spor etiği olmak üzere, yöneticilik ve kulüpçülüğe aykırıdır. Zaten bir yıldır fazlasıyla yıpranmış olan Fenerbahçe kulübünü gereksiz yere başka polemiklerin içine çekmek ve tepki toplatmaktan öteye gitmez.

Çünkü zaten yayın hakları 5894 sayılı yasa ile düzenlenmiş durumda ve yasa naklen yayın konusunda TFF'nin Yönetim Kurulu'nu tek yetkili kılıyor. Yani yasal düzenleme gereği hiçbir kulüp kendi iradesi ile havuzdan çıkamaz. Eğer yasayı ihlal söz konusu olursa, ilgili kulüp yani Fenerbahçe sadece iç saha maçlarının yayınına engel olabilir ve LigTv yayın araçlarını stadına sokmayabilir. Bu durumun da karşılığı yine yasada açıkça belirtilmiş. Böyle bir ihlal olduğu takdirde, eğer 1 defa yayın engellenirse 250 bin TL, 2. defa engellenirse 350 bin TL ve saha kapama cezası var. Kulüp en fazla 5 kere yayın engelleyebilir ve 5. engellemenin sonunda TFF tarafından lisansı iptal edilip, ligden de ihraç edilir.

Şimdi herşey yasa ile bu kadar açık bir şekilde ifade edilmişken, sayın Aziz Başkan’ın bu ani çıkışına ne gerek vardı… Madem herşey Fenerbahçe aşkı için, yetmedi mi bir yıldır bu kulübün futbolcularının ve taraftarlarının çektikleri… Kulüp çıkarları ne zaman kişisel hırslarınızın önüne geçecek…

Halen daha “peki nolur bu işin sonu” diye soran varsa, benim şahsi fikrim:
Aziz Başkan’ın, "büyük bir misyonla" TFF başkanlığına seçilen Yıldırım Demirören’i havuz konusunda hayalkırıklığına uğratacağını hiç mi hiç sanmıyorum.

1 yorum:

  1. Yahu ciddiye alıp yazmışsın, eline sağlık ama, Aziz Yıldırım'ın kişisel ihtirası falan değil bu.. Adamın havuz konusundaki sözleri dakikalarca alkış aldı divan salonunda. Aziz Yıldırım kendini Fenerbahçeye eşitlemiş durumda artık. Yani biri neyse öbürü de o. Bugünkü yönetim açıklamalarına bakarsan... yalan söylemekten çekinmeyen bir YK'nın (Havuz sistemini Aziz Yıldırımın kurduğu yalanı.. havuz kurulurken AY daha piyasada yoktu oysa...)kullandığı yöntem, dil, akıl yürütme ve iş yapma biçimi Aziz Yıldırım'ınkiyle bire bir örtüşmektedir. Biri ne kadar değerliyse öteki de o kadar yani.

    YanıtlaSil