7 Ağustos 2012 Salı

Süper Kupa - Süper Taraftar


Koca bir sezon geçti, bir federasyon-bir dava süreci geçti, UEFA geldi geçti, CAS geçti, Cornu geçti, deplasman yasağı, kadın taraftar geçti, ancak bazı kafalar halen geçip gidemedi.

Çok değil birkaç gün sonra, Spor Toto Süper Lig son şampiyonu Galatasaray ile Ziraat Türkiye Kupası şampiyonu Fenerbahçe arasında TFF Süper Kupa maçı oynanacak. Geçen sezon yaşanan gerginliklerden sonra TFF yetkilileri oturup maçı nerede oynatabiliriz diye düşünmüşler. Türkiye haritasını açmışlar önlerine, iki kulübe de en uzak mesafede nerede stad var diye bakmışlar. Sonuç: Erzurum. Malum onca yaşanan olaydan sonra ilk büyük derbi, risk almamak lazım. Risk derken aslında İstanbul taraftarını mümkün olduğunca  uzak tutmaktan bahsediyoruz. Futbolun bu hale gelmesinde en büyük faktör çünkü İstanbul’daki Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarı. Bunları futboldan bir uzak tutabilsek bütün sorun çözülecek, futbol temizlenecek.

Yine de parasını denkleştirip uçak bileti alan, otelde yer bulabilen birkaç istisna taraftar gelecek maça, mecbur. Onlar için de acil önlem almalı federasyon. Hemen Erzurum belediyesi ve Valilik ile görüşülür. Gelen taraftarların Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarı olarak ayrı ayrı etiketlenip, ayrı araçlarla stada taşınması organize edilir. Maç saati belirlenir, bir de bakılır iftara yakın bir saat. Erzurum Belediyesi der ki; “Taraftarlara iftar yemeği verelim”. Cengaver TFF atlar ve duruma el koyar: “Olmaz, taraftarlar arasında kavga çıkar”. Ve hoşgörü ayı diye bilinen ramazanda iftar yemeği organizasyonu iptal edilir. Ancak duruma ve “gergin” İstanbul taraftarına uygun başka bir çözüm hemen bulunur:
Strese iyi geldiği bilinen Oltu taşından yapılmış, sarı-kırmızı ve sarı-lacivert tesbihler hazırlanır. Taraftar çeksin, stresini atsın diye.

Peki yöneticiler gidecek mi maça diye soran olabilir. Hani Divan Kurulları’nda birbirlerine saldıran, kulübün resmi sitelerinde birbirlerine en ağır cevapları veren, daha da olmadı ekran karşısında rakip kulüp ile dalga geçen yöneticiler; tabii ki gidecek maça. Kendisi de bir zamanlar kulüp yöneten TFF başkanı, futbol dışında herşeyi konuşan, birbirlerine “düşmanlık” ilan eden kulüp başkanlarını gayet normal buluyor olsa gerek. Dedim ya, futbolun bu hale gelmesinde problem yöneticilerin açıklamalarında, yaptıklarında değil İstanbul taraftarı; problem bizzat sende!

Son tahlilde işin özeti şudur: GS başkanı FB başkanına, FB başkanı TS başkanına, BJK başkanı GS başkanına sonra hepsi taraftara…......düşman!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder