Yine aynı filmi izliyoruz. Ligin siyah
beyazlı ekibi sezona fırtına gibi başlar. Daha ilk haftalarda şampiyonluk için
favori gösterilir. Müthiş takım uyumu, koşu mesafeleri, yaratıcı genç
oyuncuları köşe yazılarını süsler. Sonra? İlk 4 hafta geride bırakılırken,
bir-iki puan kayıpları başlar. Sakatlıklar. Teknik direktöre çevrilen eleştiri
okları.
4. haftadan sonra ne oluyorsa oluyor ve Beşiktaş’ın iki sezondur futbol oynama
elektriği kesiliyor. Hiç şüphesiz bunda iyi bir forvet eksikliğinin payı
büyük. Rakipleri Galatasaray ve
Fenerbahçe 3 forvet ile oynarken, Beşiktaş’ın sadece Almeida’ya sarılmış olması
gol yollarını zorlaştırıyor. Modern futbolda artık mevkilerin öneminin
kalmadığı, ofansın defanstan başladığı, forvet sayısının aslında çok da önemli
olmadığı gerçeğini elbette kabul ediyoruz. Ancak bu sistem için öncelikle forvet arkasında rakibin kilidini
çözecek futbolcular lazım. Siyah beyazlı ekipte bu görevi alması gereken 3
futbolcu var: Olcay, Gökhan ve
Fernandes.
Olcay hala formsuz. Topu ayağında
tutamıyor. 3 haftadır maça bireysel hatalarla başlıyor. Fernandes ise hala en az Quaresma kadar “Portekizli”. Sezon başında
sözleşme görüşmeleri yapılırken fırtına gibi oynayan Portekizli, istediğini
alamayınca takımın tüm planlarını aksatan bir oyun sergilemeye devam ediyor. Böyle sıradan bir futbol oynuyorsan, o
zaman sıradan paralar isteyeceksin. Daha da önemlisi sezon başından beri,
eğer her maç ilk 11’de sahaya çıkıyorsan, oynadığın sürece hakkını vereceksin.
Ancak ne Fernandes bekleneni verebiliyor, ne de kulüp sezon sonu sözleşmesi
bitecek bu oyuncunun yerine bir alternatif üretebiliyor.
Takımın yaratıcı pozisyon bulmak adına bir
diğer ihtiyacı ise Oğuzhan. Özgüveni yüksek, yıldız bir futbolcu olmaya aday
bir isim Ozzie. Ancak fazla özgüven gençlikte her zaman işe yaramıyor, bazen kaleye
beş metre mesafede topu dışarı vurmaya sebep oluyor. Oğuzhan’ın en büyük eksiği gol bölgesinde hep bir fazla hamle yapması.
Basit oynamak yerine daha ince hareketleri tercih ediyor. Bu esnada da rakip
4-5 futbolcu çoktan başına üşüşmüş oluyor. Maalesef futbolda sadece yetenekli
futbolcu olmak yetmiyor. Kaleye o kadar yakın mesafede önce o golü atmanız
gerekiyor.
İlk 4 hafta 12 puan alıp, son 6 haftada sadece 6 puan alan Beşiktaş’ta Biliç’i en son eleştirmek lazım. Geçen
sezon takımı o çalıştırmıyordu, ancak tablo yine aynıydı. Siyah beyazlı ekip
senaryoyu değiştirmek istiyorsa, adres apaçık belli: “Orta sahadaki Portekiz.”
Bazı topçular vardır seni hep bekletirler...çok kotu oynamazlar dışarı alamazsın, takımı sırtlamazlar bir yere gidemezsin...hep beklersin...En büyük örneği Ibrahim Uzulmez..Hiç kimse Ibo'nun çok iyi bir solbek olduğunu iddia edemez. Beşiktaş gibi her sene Avrupada başarı için yola çıkan bir takımın solbek'i hiç olamaz (Futbolda beklerin kadar iyisindir..) ama yıllarca oynar çünkü takımda daha öncelikli yerler vardır sıra solbek'e gelmez zaten genel bir performansı vardır sırıtmaz...Almedia hep bişey yapar gibi gelir ama yapmaz yılda 10 civarı gol atar..Satamazsın elinde kalır oynatırsın...Fernandes, verimli oynamaz yılda 3-5 gol atar bekler durursun...Olcay, Gokhan, Kerim, Ozzie 4'lusunu bekleyebilirsin çünkü potansiyel vardır..Portekizlilerin CV'sine bakarsın görmemezlikten gelirsin beklersin...
YanıtlaSilTr'de oynatamıyorsun naparsan yap kaprisli yıldız olduğunu sanan oyuncular hep triplerde..
YanıtlaSil