3 Mart 2014 Pazartesi

Galatasaray şampiyon olmak istiyor mu?

Galatasaray’da bir şeyler ters gidiyor. Hem de öyle son bir kaç haftadır değil, daha uzun bir süredir ters gidiyor. Takım şampiyonluk yarışında belki lideri kovalıyor ancak ne ortaya koyduğu oyun, ne takım konsantrasyonu ne de futbolcuların motivasyonu tatmin etmiyor.

Mutlak 3 puan ile bitirmesi gereken Rize deplasmanında yine sonuç değişmedi ve deplasman sendromu devam etti. Özellikle maçın ilk yarısı ileri çıkamayan ve forvetleri besleyemeyen bir Selçuk ve Sneijder izledik. Gerçi bu iki futbolcunun etkisiz görüntüsünün altında Rizespor’un Kağan, Kıvanç, Aykut üçlüsünün orta sahayı adeta kilitlemesinin de etkisi vardı. Yine de orta sahada tek çabalayan Melo’ydu diyebiliriz. Hani Galatasaray’da bir anket yapılsa hangi futbolcu şampiyonluğu daha çok istiyor diye en çok isteyen Melo çıkar.

Nereden çıktı şimdi bu demeyin. Bir takımın en büyük motivasyon kaynağı futbolcuların bireysel olarak kazanma, şampiyonluk yaşama isteğidir. Maç sonu Mancini, Drogba’yı kadroya almayışı sebebiyle eleştirilince, Drogba’nın kendisinin dinlenmek istediğini ve bu sebeple Rize’ye gelmeyip ailesinin yanına gittiğini söyledi. Mancini Drogba’ya “Hayır oynayacaksın,” dese bile futbolcudan verim almayacak. Kariyerinde bir çok yıldız oyuncu ile çalışmış, bu tip işleri çok iyi bilen bir teknik adam. Burada problem Mancini’de değil, haftalardır performansı düşen Drogba’da. O profesyonellikte bir yıldız oyuncunun eleştirilere tahammülünün olmayıp saha içinde her şeyini verip takımı şampiyonluk yolunda yüreklendirmesi gerekir. “Bu sene Galatasaray’ı şampiyon yapacağım,” motivasyonunda olan bir Drogba, Belçika’yla hazırlık maçını mı yoksa şampiyonluk için her puanın kritik olduğu bu haftaları mı düşünür? Tabii ki Galatasaray takımı Drogba’dan ibaret değil. Ancak yedek kulübesinde “bile” oturan, son 5 dakika “bile” olsun oyuna giren bir “iştahlı” Drogba her zaman rakibe korku salar.

Drogba’nın yokluğunda forma şansı bulan Umut da Rize’nin hızlı çıkmasına sebep olan top kayıpları yaparak maalesef bu fırsatı değerlendiremedi. Gayretli bir oyuncu ancak yedek kulübe golcüsü olmaktan öteye hala geçemiyor. İnsan ister istemez bu şekilde giderse Fenerbahçe’de yıllarca “Genç Semih” diye kalan Semih Şentürk’e benzer bir hikaye de Umut Bulut mu diye düşünmeden edemiyor.

Dedim ya Galatasaray’da bir şeyler ters gidiyor. Deplasmanda bir takım üst üste 20 puan kaybediyorsa, tüm teknik ekip ve futbolcular oturup bunun sebebini net bir şekilde ortaya koymalı. Bireysel performansı yüksek olması beklenen futbolcular var. Ancak bir sebeple bunlar da motive olamıyor. Futbolda önce oyunu zihinde kazanmak gerekiyor. Sonra sahaya çıkınca top kazanma yüzdesi, paslaşma, saha parselizasyonu ve gol vuruşu geliyor. Galatasaray’da tüm bunları yapabilecek potansiyelde futbolcular var. Yani un, yağ, şeker hepsi var. Mancini’nin de artık bu malzemeler ile neden helva yapamadığını bulması gerekiyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder