18 Şubat 2013 Pazartesi

"Top bizdeyken onlar gol atamaz"


Teknik direktörleri bir takımın başına ilk geldiklerinde genellikle politikacılara benzetirim. Politikacılar nasıl ki, halkın duymayı tercih edeceği vaadleri arka arkaya sıralıyorsa, teknik direktörler de taraftarları mutlu edecek sözler verir.

Tolunay Hoca birkaç hafta önce Trabzonspor ile anlaştığında, hedeflerinin Türkiye Kupası’nı kazanmak olduğunu, Trabzon şehrini iyi tanıdığını, şehrin dinamiğini takımın ruhuna yansıtacağını söylemişti. Daha erken belki konuşmak için, ancak şu açık ki, takıma yansıyan bir ruh falan yok. Sorun Fenerbahçe’den 3 gol yemek değil. Karşında Türkiye’nin en önemli kulüplerinden biri var, yenilebilirsin. Ama kaybedemezsin. Saha içinde mücadeleyi, takım ruhunu, kimliğini hiçbir profesyonel sporcunun kaybetmiyor olması gerekir. Takım hiçbir şey yapamıyorsa kendi arasında dayanışma ve yardımlaşma yapabilmeli.

Çok değil, birkaç hafta önce Fenerbahçe’yi eleştiriyorduk. Aykut Hoca’nın 4-4-2 mi yoksa 4-2-3-1 mi oynatması gerektiğini tartışırken, dün takım hiçbiri ile değil 4x4lük oyun sistemi ile oynadı. Emre ve Webo’nun takıma katılmış olmaları, herkesin oyun anlayışını olumlu etkilemiş. Webo ve Sow uyumu her geçen gün daha da belirginleşiyor. Ancak dün akşam Fenerbahçe’nin güzel futbolunun en önemli adamı Mehmet Topal idi. Ligin en iyi ön liberosu olabilir Topal. Defansta Egemen ve Bekir de çok iyiydi. Halbuki ikisi de aynı stoperler değişen birşey olmadı. Tek fark önlerinde Mehmet Topal gibi defans güvenliğini sağlayan önemli bir adamın olması. Mehmet’in sadece defansa değil, orta sahada Emre’nin de oyununa da katkısı büyük. Maçı kazandıran orta sahadır. Mehmet-Emre-Cristian bu iyi oyun ve isabetli top dağıtımı ile Fenerbahçe’ye daha çok maç kazandırır.

Johan Cruyff’un futbol literatürüne geçen basit ama önemli bir sözü vardır; “Top bizdeyken onlar gol atamaz” diye. Dün Fenerbahçe’de var olan, Trabzonspor’da ise eksik olan işte bu sözdü. Neredeyse hiç pas yapamayan bordo maviye karşın hiç boş alan bırakmayan sarı lacivert.

Trabzonspor’da işler zor. Taraftar dün yönetimi de istifaya davet etti. Haksızlar mı? Bence değil. Bazen kan değişimi sadece teknik direktörlük için değil, yönetim için de gerekir. Geçtiğimiz hafta tüm dünya Papa’nın istifasını konuştu. Sanırım papalık mevkiinde başarısızlık diye bir tanım yoktur, zaten istifa sebebi de “yaşlandım” idi. Sahi bu arada Sadri başkan kaç yaşında?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder