Bu hafta oynanan maçları heyecanla
bekliyordum. Sebebi sadece bir haftalık milli maç arası yüzünden özlediğim
Süper Lig değil, aynı zamanda Avrupa maçları öncesinde Galatasaray ve
Fenerbahçe’nin ne yapacağıydı. Malum
klişedir. Eğer bir takımımız hafta içi zorlu bir Avrupa maçına çıkacaksa, o
maçın önündeki arkasındaki lig maçlarını kaybetme hakkı vardır. Gazeteler de
dünden razı, “Avrupa’ya kilitlenen X,
ligde puan kaybetti,” diye başlık atmaya.
Ancak bu sefer Galatasaray ve Fenerbahçe
bu manşeti bekleyenleri ters köşeye yatırdı. Lig mücadelesini de en az Avrupa maçları kadar ciddiye aldıklarını
gösteren iki takım puan farkını korudu.
Lazio maçı öncesi Akhisar sınavını
başarıyla veren Fenerbahçe’de Sow ve Webo ne kadar iyi bir ikili olduklarını
bir kez daha gösterdiler. Saha içinde
çok hızlı geziyor olmaları Fenerbahçe için büyük avantaj, rakip stoperler
için ise büyük zorluk. Sakin, sadece maça konsantre oynuyorlar. Bu bir noktada
takımın geri kalanının bu ikiliye bağlı bir oyun yansıtmasına sebep oluyor.
Diğer bir deyişle, bu ikilinin eksikliğinde Fenerbahçe ne yapar insanı
korkutuyor.
Emre’nin eksikliği ve Salih’in sakatlığı Fenerbahçe’de orta sahayı
yavanlaştırmış. Bir türlü
güven veremeyen ve çok top kaybı yapan Meireles, bir hafta yere göğe sığdıramadığımız
ama öbür hafta ortada gözükmeyen Cristian, bazen yaratıcı bazen bitirici bazen
acemi Kuyt ile merkez bölge istikrarsız bir tablo çizdi. Bir de üzerine golü
çabuk bulma baskısı eklenince, çok fazla organize atak geliştiremeyen ve
tempolu oynayamayan bir Fenerbahçe izledik.
“Takım
2-0 kazanmış, hala eleştiriyorsun,” diyenler çıkacaktır. Benim korkum Lazio maçı. Hernanes ve Kozak, gibi çok
etkili silahları olan Lazio, topa ve rakibe karşı çok sert oynayan tipik bir İtalyan
takımı. Hızlı çıkıp hızlı savunma
yapıyorlar. Top rakipteyken 4-4-1-1 oynayıp, topu kazandıklarında 4-2-3-1
dizilişine çok hızlı geçiyorlar. Bu da demek oluyor ki, zaman zaman bizi korkutan Fenerbahçe orta sahası
ve kanatlarına çok iş düşüyor. Bir de rakibin Fenerbahçe’yi iyi tanıyan bir
hocası var. Daha evvel Young Boys ve Samsunspor’un başındayken de Fenerbahçe
ile karşılaşmış olan Petkovic, takımına rakiplerini iyi anlatacaktır.
Diğer yandan İtalya’nın en büyük
derbilerinden biri Roma-Lazio maçı 7 nisan Pazar günü oynanacak. Bu öyle bir
derbi ki, hani Fenerbahçe-Galatasaray maçlarını düşünün; işte ondan çok daha önemli her iki İtalyan takım için. Hem
siyaseten hem de Serie A’daki puan durumu açısından stresi yüksek bir maç.
Lazio’lu oyuncuların Fenerbahçe maçında konsantrasyon kaybı ve mental yorgunluk
yaşama ihtimali yüksek. Lazio elenmeyecek bir rakip değil. Ancak disiplinli ve
sabırlı oynaması gerekecek Fenerbahçe’nin.
Başlayan yeni hafta ile birlikte bize tek
bir şey demek düşüyor: Avrupa’nın en iyi 8 takımı içerisine giren hem
Fenerbahçe hem de Galatasaray’ın yolu açık olsun. İnandık biz sizlere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder