11 Şubat 2013 Pazartesi

Galatasaray'ın 2013 Ruhu


“Futbol neden bu kadar seviliyor” sorusunun bir değil, bir kaç cevabı olmalı. Mesela tribünde geçirdiği uzun bir aradan sonra sahaya muhteşem bir geri dönüş yapan futbolcular yüzünden, ya da takım içi rekabetin doğurduğu yapıcı hırs, yeni gelen arkadaşını kucaklayarak bir gol sevinci, teknik direktör için “acaba şimdi ne yapacak” sorusunun cevabını heyecanlı bekleyişimiz, dünyaca ünlü bir yıldız transferin takıma gelişi ve daha nicesi. Kabul edelim bu oyun gol atınca güzel, ama bu saydıklarım olunca çok daha güzel. Işte bu yüzden Galatasaray taraftarı çok şanslı.

Antalyaspor karşısındaki Galatasaray’ı konuşmaya kaptan Sabri ile başlamalı. Galatasaray taraftarı için kimi zaman çile, kimi zaman çilek tadında olan bir oyuncu Sabri. Bir süre tribünde izledi maçları, ancak bu arada belli ki kendini hazır tutmuş. Oldukça güçlü ve hırslıydı kaptan. Çok açık kapadı, kendi görevi olmayan bölgelerde bile bastı. Uzun zaman oynamamış, çok eleştirilmiş bir oyuncu olmasına rağmen, örnek bir kaptan gibiydi. Bu arada Sabri’nin performansına Hamit’in ileride top tutmasının da büyük katkısı olduğunu belirtmek lazım. Yekta ve Hamit için de oyunu iyi açıyorlar demek doğru olacaktır. Hamit’i olumsuz anlamda eleştirmek için gerçekten bu oyunu bilmiyor olmak lazım.

Yekta ise Selçuk ile beraber Antalyaspor maçının en çok koşan oyuncusuydu. Bu belli ki, maçtan önce Fatih Hoca tarafından kulaklarına üflenmişti. Sneijder’e yer açmak için, Selçuk defansif anlamda takıma katkı sağladı. Sneijder ise takıma ısınıyor. Bazı paslarda eksikliği olduğu doğru, ancak takıma uyumu ve koordinasyonu için ilk 11’de başlamış ve 80 dakika oynamış olması doğru bir karardı. Galatasaray Sneijder’in gelişiyle tek forvetli yapıya dönüp 4-2-3-1 oynadı diyenlere katılmıyorum. Çünkü aslında Sneijder’e yer açmak için net bir şekilde 4-4-1-1 dizilişli bir oyun sergiledi takım. Herkes takım içi sorun olacağını, oyuncuların istemediğini ve Sneijder’e kasıtlı pas atmayacaklarını konuşa dursun, golden sonra Burak’la birlikte sevinçleri Fatih Hoca’nın takımı olduklarının göstergesidir. Hoca’yı tanıyan herkes bilir, takım denilen yapı aslında 11 kişi değil, 1 kişidir. Herkes her mevkide oynayabilir. Diğer bir deyişle, hani şu meşhur kitapta da dediği gibi “hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” felsefesi.

Galatasaray çift forvetli ve Sneijder’li bir oyun oynayabilir mi? Bunu Drogba’nın Burak kadar defansif katkı sağlayıp sağlayamayacağı gösterecek. Maç esnasında Burak Yılmaz’a “Drogbavari” diye benzetme yapanların adalet duygusundan şüphe ettim. Burak birine benzetilmeye ihtiyacı olmayan bir oyuncu. UEFA Şampiyonlar Ligi grup aşamasında en iyi oyuncu seçildi, Cristiano Ronaldo ile birlikte gol krallığına ortak oldu. Burak’ı konuşurken bunları da hatırlamak lazım. Antalya maçında da  ideal bir forvet olduğunu yine gösterdi. Yanlış anlamayın 2 gol attığı için değil. Yalnız başına, tek forvet oynayıp 2 gol attığı için…

Herkes Fatih Hoca’nın bundan sonra işinin çok zor olduğunu, nasıl kadro yapacağını, kimi kulübeye göndereceğini konuşuyor. Hoca oyuncuları ile tartışmaya girmez, oyuncuyu kaybetmektense kazanmak üzerine kurulu bir anlayışı vardır. 2 hafta oynamayan Burak, normal şartlarda başka takımda olsa, küsüp performansı düşmesi gerekirken, Galatasaray’da 2 gol ile döner. Neden mi? Fatih Hoca, kızdığı Burak’ı oynatmadığı maçlardan sonra değil, oyuna dönüp 2 gol attıktan sonra eleştirir. Bunun adı tecrübedir işte. Ya da Antalyaspor gibi önemli bir maçtan hemen önce Hoca’nın takımı bırakıp, Şampiyonlar Ligi rakibini izlemeye gidip, maç sonrası demeçlerinde "bu sabah geldik" demesi, aslında çok ince bir mesajdır takıma: “Şampiyonlar Ligi maçını kazanmak zorundasınız”

Galatasaray yönetimi de, Hoca’sı da Şampiyonlar Ligi’ni daha çok önemsiyor, bu yapılan transferlerle de net. Ancak madem öyle o zaman acilen bu zemin işini de çözmeliler. Avrupa standartlarına hiç uymayan, sadece krampon baskısıyla değil, futbolcuların düştüklerinde dizinden bile etkilenen bir zemin var. Bu işle kim ilgileniyor bilmiyorum, ancak kendisine şunu söylemek lazım, sahada gördüğünüz her yeşili çim sanmayın, burası bildiğin yosun.

1 yorum:

  1. tespitleriniz çok doğru fakat yeni galatasaray düzeninde umut un en az burak kadar faydalı olacağını düşünüyorum.

    YanıtlaSil